Başlayalım Artık

İrem Arslan
2 min readMar 5, 2021

--

İlk adımı atmak hep mi zor gelir insana?

Benim için bu sorunun cevabı koca bir evet-ti! Peki, ne değişti de beni korkudan ölecekmişim gibi hissettiren, başlangıç yapma fikrine alıştım? Gel, konuşalım artık :)

Yepyeni bir projeye imza atarken, bir iş başvurusunda bulunurken veya belki bir ilişkiye başlarken hissettiğin, adımlarının dengesini bozan, seni aşağıya çeken o hissi biliyorum. Belki yeterince akıllı, yetenekli veya sevilmeye değer görmüyorsun kendini o an. Bulunduğun ortamdan kaçıp kimsenin seni görmeyeceği bir ormanda saatlerce yürümek geliyor içinden belki. Ancak tam o sırada fark ediyorsun ki ne o imzayı atmaktan vazgeçmek ne de kendini bir ormana atmak çözüm olmayacak senin için.

Hem yapmayı çok istediğim hem de bir türlü elimin gitmediği işlerden birinde ‘’Yok! Bu böyle olmayacak.’’ Diyerek bir mücadele başlattım kendimle. Korkum başarısız olmak mı? Evet. Peki başarısız olursam dünyanın sonu mu geliyor? Hayır. O zaman bu korkuyu tam olarak neden hissediyorum? Cevaplar takır takır geldi. İnsanların ‘’başarısızlığım’’ için vereceği tepkilere hazır hissetmediğimden, kendimi yeterli görmediğim için ortaya koyacağım işin mükemmel olmama ihtimalinden veya belki de henüz deneyimlemediğim kadar zor olmasından korkuyordum. O güne kadar her seferinde zihnimde hiç durmadan konuşan bu yargılayıcı sesleri artık duymamak için yapması en kolay şeyi yaptım, vazgeçtim. Elime ne geçti? Ta-da! Pişmanlıktan başka bir şey değil.

İnsanlar her zaman bana güzel sözler mi söylemek zorunda? Hayır. 21 yaşında her zaman en doğru kararı mı almam gerek? Hayır. Yapabildiğim kadarıyla mı yetinip risk almamam mı lazım? Hayır. Yaptığım iş her açıdan mükemmel mi olmalı? Hayır. Cevabı hayır olan daha birçok soru ekleyebiliriz buraya. Peki gerek var mı? Bence yeniden, hayır :) Seni heyecandan uyutmayacak bir adımı atman için ne mükemmel ne de çok tecrübeli olman gerekmiyor.

Korkularımın arkasında yatanlarla yüzleştim, sırada ise onları yenmek için adım atmak vardı. İşte tam da burada attığım ilk adım o kadar önemliydi ki benim için, hiç durmadan bu adımın sonuçlarını düşündüm. O kadar çok düşündüm ki neredeyse attığım adımın devamını getirmeyi unutacaktım. Yavaş yavaş ve tabii korka korka ilerlerken geriye dönüp baktığımda birilerinin benim yanımda olduğunu, beni takdir ettiğini görmek gökyüzünde salınan bir kuş gibi hafifletti korkularımı. Daha hızlı, daha kendinden emin ilerlemeye başladım bu sefer. Fark ettim ki, çorap söküğü gibi geliyormuş gerisi.

Diyeceğim o ki, zihnini hapsettiğin o dört duvardan çıkar ve sonunu düşünmeyi bırak artık. Birileri o sonuca ister başarı desin ister başarısızlık. Deneyimlemeyi bu kadar çok istiyorken kendini bundan mahrum bırakmanın yükü ‘’başarısızlıkların’’ en büyüğü kanımca. Ve korkmamız gereken tek şey de bu.

Okuması kısa, ancak içselleştirmesi biraz zaman isteyen ilk adımlar, yeni başlangıçlar ile yaşadığım deneyimi böylesine erişilebilir bir platformda paylaşmak da benim için bir mart ayı başlangıcı oldu :) Umarım ben hayatımdan, okuduklarımdan veya dinlediklerimden kesitleri paylaşırken, seninle biraz olsun yollarımız kesişebilmiştir!

--

--